31 Temmuz 2017 Pazartesi

Seni çok seviyorum anne...

Saçma bir mesai gününden eve geliyorum, kafamda kendime göre irili ufaklı soru ve hesaplar... Suratım bir karış bile olabilir. Uzakta seni görüyorum, bisiklete biniyorsun. İki düşünce jet hızıyla yokluyor sağımı solumu. İlki, görünmeden sıvış çık yukarı yat yuvarlan azıcık, diyor, yorgunsun bak. İkincisi, git bir sarıl şu çocuğa, kendine gelirsin, diyor. Ben sanırım ikinciye meyletmeye hazırlanırken, yani sen beni gör diye ortada dikilirken, sen aniden beni görüyorsun. O an bir çığlık kopuyor senden, "anne gelmiş, anne gelmiş!" diye inliyor tüm bahçe. Bisikleti oracıkta bırakıp bana doğru kollarını açıp koşmaya başlıyorsun, kollarımda kayboluyor tüm ağırlığın, un ufak oluyorsun adeta. Gözlerim doluyor sen görmesen de, ben senden çok bağırmak istiyorum, canımsın sen benim, diye.

Kendimi bunca işlevsiz ve hayatımı vasatın altı hissettiğim bir akşam üstü, beni bunca seven, beni görünce bunca sevinen bir şey var ve o da sensin diye her yanım bayram ediyor, kendimi işe yarar hissediyorum, bir amacım var gibi hissediyorum.

Seni sırf bu his için, sırf bugün için bile doğurmuş olabilirim. Yanlış olmasın, bana iyi gelmek zorunda değilsin tabi, ama yıllarca, on yıllarca unutacağımı sanmıyorum bugünkü coşkunu, her şeyi oracıkta bırakıp bana koşuşunu ve kollarımda teslim oluşunu.... İyi ki varsın Özgür'üm....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder